1.15.2016

Yüksel Özkan: 'Kasım Dal'ın partisine destek vermeyiz'

EYLÜL 2012
 

Etiketler:

8.16.2013

Anadolu Üniversitesi Bulgaristan'da

Eskişehir Anadolu Üniversitesi (AÜ), 2013-2014 öğretim yılından itibaren Bulgaristan'da yerleşik soydaş, vatandaş ve Türkçe bilen herkese yönelik başlayacak olan Açık Yükseköğretim Programları kapsamında koordinasyon toplantısı düzenlendi. 

 Toplantı öncesi AÜ Bulgaristan Temsilcisi Fahrie Murad ile Batı Trakya Temsilcisi Koray Hasan, Rektör Prof. Dr. Davut Aydın, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Ziya Özgür ve Açıköğretim Fakültesi (AÖF) Dekanı Prof. Dr. Kerim Banar'ı makamlarında ziyaret ettiler. Rektör Prof. Dr. Davut Aydın, Batı Trakya ve Bulgaristan temsilcilerini kabulü sırasında yaptığı konuşmada, yaşam boyu öğrenme odaklı dünya üniversitesi hedefini adım adım gerçekleştirdiklerini belirtti. Aydın, "Göreve geldiğimizde Lefkoşa ve Köln temsilcilerimiz bulunmaktaydı. Bugün bunlara Paris, Bakü, Gence, Üsküp, Gostivar, Priştina, Prizren, Gümülcine ve Filibe temsilcilerimiz eklendi. Bu merkezlerde 20'nin üzerinde personel görev almakta ve 35 değişik ülkede yerleşik öğrencilerimize hizmet sunulmaktadır. Sayın Hasan ile bir yılı aşkın süredir çalışmaktayız. Sayın Murad ise Bulgaristan'da uluslararası ilişkiler alanında uzman bir elemanımızdır. Her iki temsilcimize Batı Trakya ve Bulgaristan'daki çalışmalarında başarılar dilerim" dedi. Anadolu Üniversitesi'nin Batı Avrupa, Kafkaslar ve Balkan hizmetlerinin gelişerek devam ettiğini dile getiren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Ziya Özgür ise şunları kaydetti: "Yürüttüğümüz hizmetler ve bu hizmetlere yönelik geliştirdiğimiz modeller, Türk yükseköğretim sisteminin yurtdışına açılımına örnek olmaktadır. 2013-2014 öğretim yılında Bulgaristan'ın katılımı ile Balkan hizmetlerimize yönelik önemli bir talebe cevap vermiş oluyoruz." Bulgaristan ve Batı Trakya temsilcileri, ziyaretlerin ardından Batı Avrupa Programları Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Atilla Doğan'ın moderatörlüğünde yeni öğretim yılı hazırlık çalışmaları koordinasyon toplantısına katıldılar. İHA

Etiketler:

8.09.2013

Bulgaristan'da gösteriler ve Oreşarski planı

50 günü aşkın süre devam eden sokak gösterileri, meclisin tatile girmesiyle azaldı. Öte yandan, göstericilerin istifasını istediği başbakan Oreşarski, ekonomik krize karşı tasarladığı eylem planını hayata geçirmekte kararlı. 

Ekonomik krizdeki Bulgaristan'da meclis, protestolar arasında yaz tatiline girdi. Başkent Sofya'da parlamento binası önünde 2 aydır süren gösteriler yüzünden ülkede tansiyon hayli yüksek. Son olarak parlamento kuşatılmış, milletvekilleri saatlerce meclis binasında mahsur kalmıştı. Plamen Oreşarski hükümetinin yaptığı tayin ve attığı adımlara karşı çıkan muhalifler, ülkenin krize sürüklendiğini savunuyor.
Daha şeffaf bir sistem, mevcut durumun değişmesi, yolsuzluk ve usulsüzlüklere karışmış kişilerin siyasetten çekilmesini isteyen göstericiler, yaz tatil dönemlerinde de eylemlerini sürdürmekte kararlılar... İstifa ve erken seçim talepleriyle gösteri düzenleyen bir grup, milletvekillerinin tatile çıkmasına da tepki olarak ilginç bir eylem yaptı. Milletvekillerinin yaz planlarını bozmak isteyen protestocular, kurdukları şişme havuza mayolarıyla girerek meydana tatil merkezi görüntüsü vermeye çalıştı.
Yapılan açıklamalar, 32 günlük yıllık izne ayrılan milletvekillerinin yaz tatilinde de rahat olamayacağını gösteriyor. Göstericiler, siyasilerin tatilini geçirdikleri Karadeniz sahilindeki Evksinograd devlet rezidansını da kuşatma sözü verdi. Milletvekilleri 32 günlük tatilin ardından 4 eylülde işbaşı yapacaklar.

BAŞBAKAN OREŞARSKİ'NİN PLANI

Bulgaristan'daki göstericilerin hedefinde Plamen Oreşarski başkanlığındaki hükümet de var. Tüm eleştirilere ve istifa çağrılarına rağmen hükümet görevi sürdürmekte kararlı... "Devletçilik, gelişme, adalet"  başlığı altında hazırlanan ve "Oreşarski Planı" adı verilen tedbirler paketi, hayata geçmesi durumunda, 31 Aralık 2013 yılına kadar yürürlükte kalacak. Oreşarski planındaki ekonomik, sosyal ve siyasi tedbirler; Bulgaristan'daki gerginliği yatıştırmayı ve ekonomiyi canlandırmayı hedefliyor.
Ayrıca darboğaza giren küçük ve orta ölçekli işletmelere ivme kazandırmak,  çiftçiye destek ve Avrupa Birliği fonlarının adil ve şeffaf kullanımı da hedefler arasında. Plana göre; küçük ve orta ölçekli tarım çiftçilerine 1500 Euro'ya kadar devlet yardımı öngörülüyor.
Ayrıca küçük ve orta ölçekli işletmelere de ruhsat ve izin konularında kolaylık sağlanması ve üretimin teşvik edilmesi planlanıyor. Plana göre; Kozloduy nükleer elektrik santralinin eski ünitelerinden 5. ve 6. blokların çalışma süreleri uzatılacak ve devredışı bırakılmayacak. Sözkonusu plan, pek çok sosyal yardımı da ihtiva ediyor. Mesela, genç öğretmenleri teşvik etmek için sabit maaş ve sosyal yardım teminatı sağlanıyor. "Oreşarski Planı" milletvekilleri tatile çıkmadan önce bakanlar kurulunca onaylandı. Bu sene sonuna kadar atılacak adımları ihtiva eden eylem planı, parlamentonun yeniden açılmasıyla Meclis'de oylanacak.

Kaynak: Kuzey  Haber Ajansı

Etiketler:

Bеkir Bozdağ Bulgaristan gezisini değerlendirdi

Bulgaristan'da Osmanlı döneminden kalan tarihi, mimari ve kültürel mirasına ziyaretlerde bulunan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağı, "Bulgaristan'daki Osmanlı eserlerine sahip çıkıyoruz" dedi.
Bozdağ, üç günde Türklerin yoğun yaşadığı bölgeleri ziyaret ederek, bin 900 kilometre yol geçerek Bulgaristan'daki Osmanlı mirası eserlere ilgi gösterdi. Çok sayıda cami, hamam, konak ve başka binaların hukuki statüsü ve durumuyla ilgilenen Bozdağ, Tika'nın yardımıyla yapılabileceklerin onarım ve bakımı konusunda müjde verdi.
Filibe şehrihnde Osmanlı'nın tarihi ve mimari mirasını temsil eden İmaret Cami,Taşköprü Cami, Çifte Hamam ve Osmanlı Mezarlığı'nı gezen Bozdağ, Tika'nın restorasyona ihtiyacı bulunan İmaret camisinde çalışmalarını sürdürdüğüne değindi.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Osmanlı döneminden kalma hamam ve aynı döneminden kalma bir başka camiyi gördük. Bu cami özel mülk olmuş. Bir vatandaş 1930 yılında satın almış. Şu anda biz Tika aracılığı ile bu caminin mülkiyetini satın almak için uğraşıyoruz. Henüz bir mtabakat sağlanmadı. Sağlandığı takdirde satın alacağız ve burayı restore etmek suretiyle yeniden ibadete açacağız" dedi.
Bulgaristan'da yüzlerce Osmanlı vakıf eserleri bulunduğuna dikkati çeken Bozdağ, bu eserlerle ilgili Bulgaristan mahkemelerinde davalar açıldığını, davaların sonucuna göre gerekli işlemlerin başlatılacağını belirtti.
Bulgaristan Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı Zinaida Zlatanova ile yaptığı görüşmelerde vakıf meseleleri konusunu dile getirdiğini anlatan Bozdağ, "Ancak şu anda bir yargı süreci de devam ediyor. Epeyce vakıf eseri yargıda. İnşallah mahkeme leyhte sonuçlanır ve biz burayı, vakfa döndükten sonra aslına ygun bir şekilde restore edip ibadete açarız." diye konuştu.
Osmanlı döneminden Bulgaristan topraklarında kalan eserlerin sadece biriyle ilgili davanın sonuçlandığını hatırlatan Bozdağ, Türkiye olarak diğer davaları da takip ettiklerini kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Bulgaristan'a yaptığı 3 günlük gezisi sırasında Osmanıl mimari, kültürel ve tarihi mirasına ait birçok yeri gezdikten sonra bu eserlerin bakımsız ve ihmel edilmiş olmasından dolayı duyduğu üzüntüsünü paylaştı. Bozdağ, özellikle Şumnu'daki Tombul Cami, Rusçuk camisi, Filibe'deki içkili lokantaya çevirilmiş durumundaki Taşköprü cami, "modern sanatlar müzesine" dönüştürülmüş "Çifte Hamam" binalarının ve yine Filibe'deki mezar taşları kırılıp ortalıkta dağıtılan Osmanlı mezarlığının restorasyonu ve bakımı konusundaTürkiye'nin elinden geleni yapacağını vurguladı. AA

8.08.2013

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı

Dünyanın farklı yerlerinde yaşayan tüm vatandaş, soydaş ve akrabalarımızın Ramazan Bayramını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dileriz.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı

8.01.2013

The Guardian: Bulgaristan, bir demokraside yanlış gidebilecek herşeyi temsil ediyor

Geçtiğimiz birkaç yılda, birçok değişik ülkede, genelde genç, eğitimli insanlar sosyal medya'nın da yardımıyla çeşitli bölgeleri 'işgal' etti. Rusya, Mısır, ABD, Brezilya, Türkiye, İspanya, Bulgaristan gibi farklı ülkelerde çıkan protestoların en belirgin ortak özelliklerinden birisi, iktidar değişiminde değil, yönetilme şeklinde bir değişim talep edilmesiydi.

İngiliz The Guardian gazetesinden Ivan Krastev'in haberine göre, bu protestocuların ortak özelliği, ne politik elitlere ne de iş adamlarına güvenmemeleri. Bu insanlar, kamuoyunun ilgisini, yeni ideolojiler veya karizmatik liderler sayesinde çekmediler. Manifestoları ile değil, videolarıyla, olaylarıyla hatırlanacaklar.

Kısacası dünya çapında yapılan bu protestolar Vaclav Havel'in bir zamanlar söylediği gibi 'güçsüzlerin gücü'nün ortaya çıkışı olarak değil, güçlenenlerin cinneti olarak değerlendirilebilir.

Dünya çapında gelişen protesto hareketleri göz önüne alındığında, Bulgaristan'ın aslında özel bir rölü var. Bulgaristan, bir demokraside yanlış gidebilecek herşeyi temsil ediyor; İşlemeyen kurumlar, yolsuzluk ve buna eklenen genel umursamazlık hali. Bu aslında demokrasinin neden hâlâ tek ümidimiz olduğunu açıkça gösteren bir tablo. Ancak, bu gibi bir durumdan doğan potansiyelle sivillerin harekete geçebileceğini gösteren ve artık gitmesi gerek hükümetlerin sivil hareketle devrilebileceğini gösteren bir tablo.

Burada, Sofya'daki protestoların bize 'dünya çapındaki orta sınıfın devrimi' ile ilgili ne anlattığına bakmak gerekli. İlk olarak, 40 günü aşkın bir süreden sonra Sofya'daki protestocular dünya çapında ilgi gördü, fakat hükümet kabinesinin kılını bile kıpırdatamadı. İkincisi, Facebook ve Twitter'ın çağında, şehirli orta sınıfın artık politik bir izolasyon halinde kalamayacağı ve diğer sosyal sınıflarla da kaynaşmasının gerektiğini öğrenmiş olması. Üçüncüsü, hükümetin protestoculara karşı şiddet kullanmakta ne kadar hazır ya da hevesli olduğu ve bunun kamuoyunda ne kadar râbet gördüğü. Bulgaristan'da hükümeti destekleyen protestocu gruba sadece 300 kişi dahil olurken, Türkiye'de bunun tersi yaşandı. Hükümet karşıtı protestoculara polisin ağır baskı ve şiddet uygulayabildi. Bunun nedeni Başbakan Erdoğan'ın binlerce insanı kendi saflarına çekebilmesiydi.

Bulgaristan'da bu yılın başına dayanan, seçim-protesto ekseninden alınacak son derste, protetoların neredeyse herşeyi değiştirebileceği, tabi bu insanların nasıl oy kullanacakları konusundaki bir değişim demek değil. Eğer bu protestoların sonucunda politik bir alternatif çıkmazsa, bu olaylar sadece katılımcıların hatırında demokrasiyle yaşadıkları kısa bir flörtleşme olarak kalacak. Ancak kaybetmelerine rağmen, belki de protestocular kazandı. Son yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, iki aylık protesto sürecinin ardından, Bulgarların demokrasi ve Avrupa Birliği'ne desteklerinin arttığı saptandı.

Bulgaristan'daki protestoların Avrupa'da bu denli yankı yapması ve destek görmesinin nedeni, tabi ki Brüksel ve Avrupa'nın diğer büyük merkezlerinin takındığı tutuma da bağlı. Alman ve Fransız büyükelçilerinin 4 Temmuzda hükümeti eleştiren bir makâleye imza attılar. Bu makâlede Bulgaristan'ın bugünkü ve geçmişteki hükümetlerinin oluşturduğu politik model sert şekilde eleştirilmişti. Ardından, Avrupa Birliği Adalet Komisyonucusu Vivian Reding Sofya'ya geldi ve Bulgaristan Başbakanı'nın yapmadığını yaptı. İnsanlarla konuştu.

Ahmed Doğan’ın geliri 31 bin leva daha az

Bakan ve milletvekilleri Sayıştay’a malvarlıkları ile ilgili yıllık beyannamelerini sundu. HÖH fahri Başkanı Ahmed Doğan bir yıl once bankada nakit 940 bin levası olduğunu beyan ederken bu yılki beyanında 909 bin 475 leva olduğunu belirtti.
Böylece kayıtlarda Doğan’ın geliri yaklaşık 31 bin leva daha düşük olduğu görünüyor. Ekonomik kriz Doğan'ı da etkilemişe benziyor.
Ajans Bg